binalar genelde toki binalarını andırıyor. tek tip. yüksek ve etrafındaki geri kalan her şey ile uyumsuz.
merkez dışında çok yürüme alanı yok.
masjid negara.
kokular. çin mahallesi: baharat, taze kestane ve ucuz plastik. hint mahallesi: çiğ et, taze sebze ve insan teri. camiler: deterjan ve her camide giymek zorunda kaldığımız uzun elbiselerin üzerine sinmiş eski kumaş. merdeka meydani: formula arabalarının gösterileri sonrasında yanmış lastik, sıcak asfalt ve taze çimen. göl bahçeleri: çiçek ve temiz hava.
nakış gibi işlenmiş binalar, kirli sokaklar, insan ve ses kalabalığı, tropik bitkiler, sonsuz ağaçlar, rengarenk kuşlar, minyon insanlar. gece biterken, petronas kulelerine karşı iskambil kartlarıyla 3-5-8 oynamak, her elde yenilmek. bazen anlamlandıramazsınız ya o anda içinde bulunduğunuz ortamda neden olduğunuzu. çoğu zaman anlamlandırmanıza da gerek yoktur. işte öyle bir duyguydu bütün kuala lumpur macerası da.
:bon iver - stacks:
Muhtesem fotograflar ve tam olarak ne hissettiginin tam bir tarifi. Harikasin yine. Daha daha ve daha cok yaz lutfen.
YanıtlaSil